Kadıoğlu Restorasyon İşkodra Kurşunlu CamiiRestorasyon Projesi
PROJE BİLGİ
İşkodra halkı tarafından “Kurşunlu Cami” olarak bilinen, asıl adıyla Buşatlı Mehmet Paşa Camii; 1773 yılında inşa edilmiş, Arnavutluk’taki Osmanlı mimarisinin en büyük ve en özgün yapılarından biridir. 2021 yılında restorasyon sürecine alınmış, 2025 yılında tamamlanarak ibadete açılmıştır.
İşkodra Kurşunlu Camii
Buraya öne çıkan bir proje bilgisi gelebilir.
İşkodra Kurşunlu Camii
Buraya öne çıkan bir proje bilgisi gelebilir.
İşkodra Kurşunlu Camii
Buraya öne çıkan bir proje bilgisi gelebilir.
İşkodra Kurşunlu Camii
Buraya öne çıkan bir proje bilgisi gelebilir.
İŞKODRA KURŞUNLU CAMİİ HAKKINDA
İşkodra Kurşunlu Camii, Arnavutluk’taki Osmanlı mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Klasik Osmanlı Mimarisini yansıtan en büyük cami olmasının yanı sıra, revaklı harim avlusu bulunan tek cami olmasıyla farklı bir konuma sahiptir. Tamamıyla taştan inşa edilmiş olan caminin dikkat çeken yapılarından biri, sonradan eklenmiş olduğu düşünülen dikdörtgen planlı ve güneybatı cephesinde iki yuvarlak kemer açık haziredir.
Cami, inşa edildiği günden bu yana çeşitli yapısal ve mimari değişikliklere uğramış ve bazı dönemlerde atıl kalmıştır.
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın Ocak 2021’de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Ankara’da ziyareti sırasında imzalanan protokol ile caminin restorasyon süreci başlamıştır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü, restorasyon maliyetini karşılayarak süreci Arnavutluk Kültür Bakanlığı IKTK (Kültürel Miras Konseyi) ile birlikte yürütmüştür. Restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra IKTK tarafından cami İşkodra Müftülüğü’ne teslim edilmiştir.
Caminin restorasyon çalışmaları 22 Nisan 2021 tarihinde başlamıştır. Uzun yıllardır devam eden sel ve zemin suyu problemini çözmek için Zemin Islahı ve Taşkın Koruma Sistemi tasarlanarak, uygulanmıştır. Bu aşamalar tamamlandıktan sonra İşkodra Kurşunlu Camii’nin restorasyon aşamasına başlanılmıştır. Çalışmalar devam ederken 19 Kasım 2022 tarihinde bölgede baraj kapaklarının açılmasından kaynaklanan sel felaketi çalışmaları geçici bir süre durdurmuştur. Alanda yapılan çalışmalara çok ciddi zarar vermiş olup restorasyon sürecini uzatmıştır. 8 Mayıs 2025 tarihinde yapılan törenle yeniden ibadete açılmıştır.
RESTORASYON YAKLAŞIMI
Proje, sadece yapısal yenileme değil, aynı zamanda ileri mühendislik teknikleriyle desteklenen bir kültürel miras koruma modelidir.
- Zemin Islahı ve Taşkın Koruma Sistemi:
Drini Nehri kaynaklı sel tehlikelerine karşı 313 metre uzunluğunda ve 43 metre derinliğe ulaşan su geçirimsizlik duvarı inşa edilmiştir. - Pompa İstasyonu ve Alüminyum Sel Bariyerleri:
Alanın su tahliyesi için modern drenaj ve pompa sistemleri kurulmuştur. - Statik Güçlendirme:
Caminin taşıyıcı sistemi güçlendirilmiş, minaresi yeniden inşa edilmiştir. - Özgün Yapım Tekniklerine Dönüş:
Dönemine uygun ahşap mahfil, minber ve kürsü yeniden yapılmış; çimentolu derzler sökülüp geleneksel malzeme ve tekniklerle yenilenmiştir. - Kurşun Kaplama Yenilemesi:
Kubbe ve tonozlardaki kurşun kaplamalar yenilenerek caminin halk arasında aldığı “Kurşunlu” ismini yaşatmaya devam etmesi sağlanmıştır.
Çevre Düzenlemesi ve Müze Alanı:
- Projenin son aşamasında, cami çevresi kapsamlı bir peyzaj projesi ile yeniden düzenlenmiştir.
- Alt kot yürüyüş yolları üzerinden mezar taşları ve mimari parçaların sergilendiği oditoryum alanı oluşturulmuştur.
- Üst kot yürüyüş güzergâhları sayesinde cami ile birlikte Rozafa Kalesi de panoramik biçimde ziyaret edilebilmektedir.
Projenin Önemi:
- Bu restorasyon, hem Osmanlı mimarisine sahip çıkan bir kültürel miras koruma örneği hem de uluslararası iş birliğiyle hayata geçirilmiş simgesel bir projedir.
- İleri mühendislik, mimari duyarlılık ve tarihî bilinç bir araya getirilerek, atıl durumdaki bir yapı yeniden topluma kazandırılmıştır.






ZEMİN ISLAHI VE TAŞKIN KORUMA SİSTEMİ
Yapının restorasyon sürecindeki en kritik ve kapsamlı aşamalardan biri, Drini Nehri kaynaklı taşkın risklerinin ortadan kaldırılması olmuştur. Caminin su baskınlarına karşı korunması amacıyla, ilk olarak detaylı bir zemin etüdü gerçekleştirilmiş; 313 metre uzunluğundaki parsel sınırı boyunca, yer yer 43 metre derinliğe kadar inen ve anakayaya soketlenen su geçirimsizlik duvarı inşa edilmiştir.
Bu yapı, kültürel miras alanlarında ileri mühendislik tekniklerinin ve disiplinler arası iş birliğinin bütüncül biçimde uygulandığı, dünya çapında nadir örneklerden biri olarak değerlendirilmektedir.
Yeraltında oluşturulan bu perde duvar, uluslararası alanda tanınan özel bir yöntem olan Slurry Trench tekniğiyle inşa edilmiştir. Yüzey sularının yapı çevresine girişini engellemek amacıyla, ilave olarak bir taşkın koruma duvarı inşa edilmiş; bu duvar üzerine yerleştirilen alüminyum sel bariyerleri ile sistemin işlevselliği pekiştirilmiştir.
Ayrıca, yağış ve taşkın anlarında alandaki suyun kontrollü tahliyesi için modern bir Pompa İstasyonu kurulmuştur. Tüm su kanalları ve drenaj hatları bu istasyona yönlendirilmiş; istasyona entegre edilen özel taşkın pompaları aracılığıyla su, güvenli biçimde dışarıya aktarılmaktadır. Sistemin taşkın anlarında kesintisiz çalışabilmesi amacıyla, pompa istasyonu jeneratör ile desteklenmiştir.
İşkodra Kurşunlu Camii’nin Dönüşümüne Şahit Olun